Hukuk ve İktisat Araştırmaları Dergisi

Öz

Son zamanlarda ülkelerde daha fazla dikkat çeken en önemli organize suçlardan biri göçmen ticareti suçudur. Göçmen kaçakçılığı, uyuşturucu ve silah kaçakçılığından sonra üçüncü sırada yer alıyor. Bu suçun asıl öznesi insan ticareti mağduru olan insandır.
Europol'e göre her yıl, binlerce insan daha iyi yaşamak ve daha fazla para kazanmak için Avrupa ülkeleri başta olmak üzere bir ülkeden diğerine göç ediyor. Ancak hedefe ulaştıktan sonra yasal olarak yaşamak ve çalışmaktan haber alınamaz ve zamanlarını sağlık, yaşam ve hatta güvenlik açısından uygun olmayan yerlerde geçirmek zorunda kalırlar.
Çoğu ülkede, insan ticareti suçu daha fazla tanımlanmıştır ve göçmen ticareti suçuna ilişkin özel bir yerel kanun bulunmamaktadır. Bazı ülkeler, özellikle Avrupa ülkeleri, insan ticareti suçunu içeren uluslararası insan hakları hukukunu iç hukuka tercih etmektedir, ancak ulusal hukukları göçmen ticareti suçunun kapsamlı bir tanımını yapmadığından, çoğu zaman mahkemelerin bu suçu takip etmek ve önlemek için özel bir prosedür ve bu, insan tacirlerinin ve işverenlerin suistimal edilmesine yol açmıştır.
İş ve yaşam için yasal ikametgahın olmaması mağdurların sorunlarını artırmakta ve haklarını almak için ülke mahkemelerine gitmelerini engellemekte ve işverenlerinin baskısına sessiz kalmaktadır.