Midc-barsak mukozasında görülen ve boyanma özelliklerine göre değişik adlarla (enterochromalTin, argentalTin, argyrophil, bazal granüllü, aydınlık vcya sarı hücreler) anılan hücrelerin çeşitli biyolojik aktif maddeler karşısındaki durumu, birçok araştırmacı tarafından belirlenmeye çalışılmıştır. Per os olarak alınan fazla miktarda tuzun (Na
Ci), bu hücreler üzerine nasıl etki yaptığını anlayabilmek için bu çalışmaya yönelindi.
Araştırma materyalini oluşturan 20 adet erişkin rat, dört grupa ayrıldı. Hayvanlara
canlı ağırlıklarının her 100 gramı için LO g kuru yem ve içebildikleri kadar su verildi. Kontrol grupu dışındaki hayvanların yemine, günlük gereksinmelerinin 5 misli (I g) tuz katıldı.
Bu hayvanlar gruplara göre, 7 gün, 14 gün ,'e 30 gün denemede bırakıldılar.
Derin narkoz altındaki hayvanların karın boşlukları açılarak duodenum'un pylorus'a
bitişik bölümünden alınan parçalara, ışık mikroskopunda enterochromalTin hücrelerin sayum amacıyla Gomori'nin methenamine silver yöntemi uygulandı. ınce yapı özellikleri ise,
Karnoysky yöntemiyle tesbit edilerek LKB ultratome III ile alınıp kurşun sitratla boyanan
kesitlerin CarI Zeiss EM 9 S-2'de incelenmesiyle saptandı.
Sayım sonuçlarının biyometrik değerlendirilişiyle, tuz yedirme süresine paralel olaraktan enterochromalTin hücrelerin arttığı görüldü. Işık - ye elektron miroskopik incelemelerimizde: villus'larda pirizmatik, kript'lerde piramidal olan bu hücreler,lumen ile
direkt ilişkili bulundu. Üst yüzey, seyrek ve kısa mikroyillus taşımaktaydı. Granülleri, elektron yoğun bir kitle içeren bu hücrelerin, granüllü endoplazma retikulumundan, serbest
ribozomlardan ve özellikle de tuz yedirme süresinin uzamasıyla daha da gelişen Golgi aygıtından zenginliği dikkat çekiciydi. Diğer organellere oranla az miktarda mitokondriycn
görüldü. Çeşitli elektran yoğunluk derecelerindeki granüller, daima belirgin bir membranla sarılı olarak bulundu. Uzun süreli tuz yedirilenlerde granüllerin, elektron yoğun kitlelerini kaybetmeden hücre membranının kırılması yoluyla lumene verildiği saptandı.
Çoğunlukla rastlanan, büyük granüllü ve lumenle ilişkili olan hücreler yanında, daha
az sayıda görülen, küçük granüllü ve lumenle ilişkisi saptanamayan hücrelerin farklı özellikler taşıyabileeeğini mümkün görmekteyiz. Bulgularımızın ışığında, lumenle ilişkili olan
hücrelerdeki argentalTin granüllerin yapımında Golgi aygıtının büyük rol oynayabileceğini
sanmaktayız. Bu granüllerin özelliklerinin belirlenmesinde, immunolojik yöndeki çalışmaların aydınlaucı olacağı kanısındayız.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Veteriner Cerrahi |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Ocak 1977 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 1977Cilt: 24 Sayı: 03.04 |