As genetically modified organisms (GMOs), different from other plants grown in nature, have genes which do not belong to their own species, potential risks of these crops have brought up in recent years. Because GMOs include new transformed gene products and seconder metabolites, they have a potential risk. Plant biotechnology should focus on plants that will improve production stability; give nutritional benefits to the consumer; reduce the environmental impacts of intensive agriculture, and increase the availability of pharmaceuticals and vaccines. Functionality of Biosecurity Legislation should be performed in order to protect the health of human, animal and plant, environment and ecological variabilty
Genetiği değiştirilmiş organizma (GDO)’ların doğada yetişen diğer bitkilerden farklı olarak kendi türlerine ait olmayan genleri taşımaları, son yıllarda bu ürünlerin muhtemel risklerini gündeme getirmiştir. GDO’lar, aktarılan yeni gen ürünlerini ve onlardan kaynaklanan sekonder metabolitleri içerdiğinden, potansiyel bir riske sahiptir. Bitki biyoteknolojisi, üretim stabilitesini artıracak, tüketicilere beslenme faydaları sağlayacak, yoğun tarımın çevresel etkilerini azaltacak, ilaçlara ve aşıların erişilebilirliğini artıracak bitkiler üzerine odaklanmalıdır. İnsan, hayvan ve bitki sağlığı ile çevrenin ve ekolojik çeşitliliğin korunması için Biyogüvenlik Kanunu’nun işlevselliği sağlanmalıdır
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Konular | Veteriner Cerrahi |
Diğer ID | JA63PG24VG |
Bölüm | Derleme |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Mart 2012 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2012Cilt: 59 Sayı: 1 |